Iğdır ve İlçeleri Kültürel Web tanıtım Sitesi
  Öyküler
 

Kar, başka hiçbir yere olmadığı kadar yakışıyor Kars'a

Kar, başka hiçbir yere olmadığı kadar yakışıyor Kars'a

Biz bilmeyiz... Her tarafı kar kaplayıp, kurtlar köylere musallat oldu mu, hayvanlar tehlikede demektir. O yüzden, kışın, çoban köpekleri gergindir.


15 Eylül 2007 13:35

font boyutu küçülsün büyüsün


Biz bilmeyiz... Her tarafı kar kaplayıp, kurtlar köylere musallat oldu mu, hayvanlar tehlikede demektir. O yüzden, kışın, çoban köpekleri gergindir. Tilki, tavuk hırsızıdır... Tavşan, en çok güme gidendir... Güçlü ya da zayıf, doğanın süregelen dengesi içinde, her biri, bir iz bırakır, karda...

Biz bilmeyiz, ama Karslı bilir... Hangi ayak izinin kime ait olduğunu, bir çırpıda söyleyebilir. Kars'ın kenar mahallelerinden de duyulur kurt uluması. Bu mahalleler ki, Kars'a girer girmez göze çarpar. Son yıllarda, kentin kıyısına taşınan köyler bunlar. Kümesleriyle, ahırlarıyla, Kars'la ilk tanışmada biraz şaşkınlık verir.

Yağan karın dinginliğine böylesine sığınan bir kent daha var mıdır, acaba? Fırtınalı geçmişini; savaşları, işgalleri, kıyımları ve isyanları karla bastıran, her yaşananın üzerine yağan karla, yeniden uyanan, beyazın böyle yakıştığı, bir toprak daha var mıdır?

Güneş bile yarışamıyor, karın verdiği aydınlıkla bu kentte. Karlı gecelerde, iki yanında söğüt ve kavak ağaçlarının sıralandığı geniş caddelerdeki sokak lambalarının loş sarı ışığında, her şey bir siluet olmaktan öteye gidemiyor. Karanlığa bile kafa tutuyor, kar. Koca bir kış, parke taşı yolların yüzünü görmeden geçiyor. Kent, çıplaklığından utanıyor sanki, karın sessizliğiyle örtüneceği günü bekliyor. Kar, başka hiçbir yerde olmadığı kadar, Kars'a yakışıyor.

SIRADAN OLAMAZ


İki yanındaki kaldırımların her biri altışar, ortası da on iki; toplam 24 metre genişliğindeki Kars caddelerinin benzerine, Kazakistan'da rastlamıştım. Bir Rus kenti gördünüz mü, bir daha unutmazsınız. Oldukça ferah, ama aynı zamanda da ezicidir. Her şey büyük boyutlarda tasarlanmıştır. Sokakta yürürken, hakimiyetin sizde olmadığı hissine kapılırsınız. Kars, farklı. Kentteki 40 yıllık Rus hakimiyeti, şimdi sokaklarda müzelik olmuş. Geriye, birbirini dik kesen, ızgara planlı caddeleriyle istikrarlı şehircilik anlayışları, duvarlarının kalınlığı bir metre olan, yüksek pencereli taş evleri ve garnizonları kalmış. Hakkını vermek gerek, kenti güzelleştiren bu yapılar ve bir de durmadan yağan kar.

Bunlar olmasaymış, Kars, sıradan bir Anadolu kenti olurdu demek, ne kadar doğru bilmiyorum. Camları buğulu kahvelerde oturan işsizlere, karlar eriyince geriye kalan çamura, okuldan sonra gece çalışan çocuklara, sokakta kulağınıza çalınan hayvan konulu sohbetlere, dükkan camekanlarında sergilenen kaşar peyniri tekerlerine ve petek ballara bakıp, kesip atmak mümkün. Oysa dile kolay; Kars gözlerini kocaman açtı ve Osmanlı İmparatorluğu ile Çarlık Rusyası gibi iki büyük gücün yıkılışına tanık oldu. Böyle bir yer, istese de, sıradan olamaz. Tanıştığım birçok açık fikirli Karslı da böyle hissediyor.

Bana, 1950'lerde konaklarda balolar düzenlendiğini, Kars Çayı üzerinde buz pateni yapıldığını, kahvelerin edebiyatın tartışıldığı yerler olduğunu anlattılar ve o günden bugüne, biraz göçlerle biraz da hayat koşullarıyla, çok şeyin değiştiğini itiraf ettiler.

ET DEPOSU


Köylü, minibüse binip Kars Canlı Hayvan Pazarı'nın yolunu tutuyor. Yanında da koyunu var. Şoföre iki yolcu parası ödüyor. Karslılar ve köylüler için bu en önemli ekmek kapısı, mahşer günü gibi. Kars, Türkiye'nin en büyük et deposu. Karla kaplı sokaklara rağmen, herkes hayvanını pazara güdüyor. Her gün, sabah 7 ile 11 arası, bu pazarın önünden geçen asfaltta insanlarla hayvanlar arasında bir kovalamaca yaşanır. Hayvanı satma mücadelesi bir yana, onları zaptetmek başka bir derttir. Hele burnundan soluyan bir boğa, diğerinin üzerine çıkmaya kalkışınca, bütün pazar birbirine girer. Tıpkı iki belalının kavgasını ayırmak için araya giren mahalleliler gibidirler.

Her sabah, simsarlar, kolcular, satıcılar, kasaplar buradadır. Alırlar, satarlar, arabuluculuk yaparlar... Azeriler, Kürtler, Kafkas kökenli Terekemeler, Rus kökenli Malaganlar ve Osmanlı kökenli yerliler, yani Kars halkını oluşturan toplulukların her birini burada bulmak mümkündür. İki adam el sıkışıyor, ne var ki, kollar havaya inip kalkıyor, rakamlar telaffuz ediliyor ama kimse kimsenin elini bir türlü bırakmıyor. Bir rakam daha, bir daha, tokalaşma sona eriyor ve herkes rahat bir nefes alıyor. ‘‘Ne alıp sattınız, şimdi?’’ gibi, anlamsız bir soruya, iki taraf da, omuz silkip, sırıtarak, ‘‘koyuuuun...’’ diye cevap veriyor.

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol